İçsel yolculuğunuza eşlik eden bir isim, Gülay Sezgin

Bu haftaki özel röportaj konuğumuz enerji ile şifa dağıtan, kendisi için tanıştığı ruhsal şifa tekniği olan reikiyi danışanları ile paylaşan Gülay Sezgin oluyor. Sezgin, “maddeye ve fiziki dünyaya çok aşığız. İşte bu yüzden asıl olanları asla göremiyoruz.” diyor.

İnsanoğlu evvel ezelden sürekli bir arayış içinde. Kimi zaman şans, kimi zaman, para, kimi zaman mutluluk arıyor. Gülay hanıma göre ise herkesin aradığı tek şey var o da ‘sevgi’ diyor. Sevgiyi başkalarından bulmayı ümit etmeyi bırakıp önce kendimizi sevmeye başlarsak işte o zaman ruhumuzun o özlem duyduğu gücü de ona vermiş oluruz diyor. Biz bu hafta siz sevgili okuyucularımız için şifa uzmanı Gülay Sezgin ile çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Keyifli okumalar…  

Habibe Tilki Üzel: Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Gülay Sezgin: Elbette. Ben Gülay Sezgin. 25 yılını mali müşavirlikle geçirmiş birisiyim. Geçmişte iki kere kalp krizi geçirdim. Sonrasında hayatımla ilgili bazı düzenlemelere gittim. Bir şeylerin yolunda gitmediğini ve kendimi fazla hırpaladığım kararına vardım. Böylece 2007 senesinde reiki ile tanıştım. Bu bir frekans ve "Ruhsal Şifa Tekniği"dir. Reikinin herhangi bir din ya da inanç şekline bağlı olmayan, kolaylıkla uygulanabilen, zararsız bir yöntem olduğu ifade edebilirim. İşte böylece şifa enerjisi ile tanıştım.

H.T.Ü.: Şifa enerjisi ile tanışmanızla hayatınızda ne gibi değişimler oldu?

G.S.: Öncelikle şunu çok net diyebilirim ki yıllarca bitmek bilmeyen depresyonum bitti. İlaçlarla geçiremediğim şeyi reiki ve meditasyon ile geçirebildim. Bakış açım komple geçti. Şifa hem bedensel olmalı hem ruhsal olmalı. Birinden biri eksikse asla tam olamazsınız.

H.T.Ü.: Bu anlamda eğitimler aldınız elbette değil mi?

G.S.: Tabii fazlasıyla eğitim aldım. Hem yurt içi yurt dışı çok fazla eğitime kapıldım. Hindistan, İsrail gibi ülkelere bu amaçla gittim. Tasavvuf eğitimi de aldım. Konu aynı aslında ülkeler farklı olsa da. Söylenen şey de aynı. Mesele madde dünyasındaki sorunların üzerine çıkıp, oradan bakabilmek. Biz hepimiz belli bir program ile geliyoruz. Bu program bizi kesinlikle etkiliyor. Ama biraz kabuklarımızı kırıp bir de Yaradan enerjisini alıp devam edersek gerçekten asla pes etmeyiz. Yenildiğimizde yeniden başlamayı biliriz. Hep diyorum önce kendimizi sevmeyi öğrenmek zorundayız. Bu bencillik değil. Herkes sevgiyi arıyor ama başkalarının. Önce biz kendimizi sevmeliyiz. Sonra o diğer sorun saydıklarınız önemsiz geliyor kişiye. Bunları şimdi diyorum ama ben de yıllarca bu arayışları yaşadım ve anladım ki aslında önce ben kendimi sevmemişim.

H.T.Ü.: Size gelen danışanlarınız ile nasıl bir uygulama gerçekleştiriyorsunuz?

G.S.: Enerji şifası ile bilinçaltına giriyoruz. Özellikle 35-40 yaşına kadar herkes bocalıyor, arayışları bitmiyor. Ama bu yaşlarda gerçekten başka bir algı geliyor. Bunu kişiye fark ettirmeye çalışıyoruz. İlk nefes ilk programın başlama anıdır. Sonrasında gelen o tabular, gelenekler, inançlar kişiyi oluşturuyor işte. Ve bazen tüm bunlar felakete sürüklüyor. Bazen sıyrılmak gerek. Benim sürecimde böyle başladı. Arayış içindeydim fakat aradığım şeyin ne olduğunu bilmiyordum. Tabular kafamda dönüyordu. Güç aradığımı sanıyordum. Bu yüzden mali müşavir oldum, belgemi aldım ancak bunun da aradığım şey olmadığını anladım. Sıkıntı içimdeki güç ile idi. işte böylece yolculuğum başladı. O gün de söz verdim. Hem kendim için hem benim gibi olan insanlar için faydalı olacağım diye. Danışanlarımla 17 ay süren bir eğitim sürecim oluyor. Ayda bir gün tüm gün şuanda online olarak eğitim günü yaşıyoruz. Fizik dünyasının üzerine çıkmayı amaçlıyoruz ki öyle de oluyor.

“Güçlü Kadınlar Derneği kurulum aşamasında”

H.T.Ü.: İşte bu yüzden mi bir dernek kurulum aşamasındasınız?

G.S.: Aynen öyle. Güçlü Kadınlar Derneği kurulum aşamasında. Dernekte ücretsiz eğitimler vereceğim. Doğru ekibi kurmaya çalışıyorum. Dediğim gibi konuyla ilgili ciddi eğitimler aldım. Bedensel ve ruhsal açıdan nelerin işe yarayıp yaramadığını fark etim. Fiziksel dünyaya aşığız. Oysa duygu, his yaşayan bir şey. Havada olan bir şey değil. Güç denilen şeyin gözle görülmeyen dünyaların orada şekillendiğini fark ettim. Hayal ettiklerimizi eğer hayal etmekle beslersek başarıya ulaştırırız bunu çok iyi biliyorum artık. Herkese de söylüyorum. Her şey önce zihinde başlar. Zihninizde neyi canlandırdığınızı iyi kontrol edin. Enerji ile ne saldığınıza dikkat edin. Karşıdan şikayet etiğiniz ne varsa aslında siz ona gönderiyorsunuz bunu bilin. Eğer karşıdan gelenin iyi olduğunu düşünüyorsanız yine siz gönderiyorsunuz.     

H.T.Ü.: Duygular gözükmüyor fakat gerçekten canlılar mı?

G.S.: Bunu çoğu kişi soruyor. Duygu denilen şey ne? Biz mi yaratıyoruz diye. Duyguların titreşimleri vardır. mesela kızgınlık duygusu en ağır olandır. Ağırlaştırır. Hasta gibi olursunuz, eliniz ayağınız tutmaz. İşte bu yüzden. Mutluluk hafiftir. Sevgi en yüksek olandır, en hafif olandır. Sevip mutlu olunca kendinizi kuş gibi hissedersiniz. İşte nedenleri bunlardır. Bazı duyguları neden yaşadığımızı bilmeyiz, sorarız kendimize bulamayız. Oysa nedeniz biz olmayabiliriz. Atalarımızdan gelen genetik duygularda vardır. ve gerçekten ağlantısı sağlamdır. İşte bunların aydınlanmasını yaşamak gerek. duyguyu yönetmek için. İşte o zaman patron siz olursunuz. Bıçakla katil de olursunuz, ekmeği ikiye de bölersiniz. Ne yapacağınıza siz karar verin.

H.T.Ü.: Aile dizilimi gibi uygulamalar yapıyor musunuz?

G.S.: Evet. Aile dizilimi, regresyon, reiki, ilahi şifa sistemi bunların hepsinin eğitimini veriyorum. Kamil olan insan. Yeter ki madde ve fiziki dünyadan çıkmayı başaralım. Yaşadığımız he şey bizim zanlarımız. Suçladığımız, kınadığımız ne varsa aynaya bir bakın sizde de olabilir mi? kişinin kendini keşfetme yolculuğu zor ve uzun. Bu yolculukta ben rehberlik etmeye çalışıyorum. Kendim için de yola böyle çıktım. Şikayet ettiklerimin aslında kendimde de olduğunu gördüm. İşte öyle başladı iyileşme. Hastalıklar önce zihinde başlar, enerji boyutuna girer ve oradan vücuda girer. Danışanlarım hangi konu üzerinde iyileşme yaşamak istiyorsa biz öncelikli oradan başlıyoruz.

H.T.Ü.: Size ulaşmak isteyenler nereden ulaşabilirler?

G.S.: Gülay sezgin ışık akademi adıyla facebook ve instagram üzerinden ulaşabilirler. Dediğim gibi 2007 yılından bu yana bu konunun içindeyim. Sayısız eğitim aldım. Meditasyon olmazsa olmazım. Nasıl duş alıp fiziksel temizlik yapıyorsak asıl ruhumuzu da temizlemeliyiz. Arınmalıyız. Ruhumuzu temizlemeyi ihmal ediyoruz. Ruh kirlendikçe de beden hastalanıyor. Depresyon kapımızı çalıyor.

H.T.Ü: Bu anlamda şifa enerjisi ile ilgilenen çok kişi var mı?

G.S.: Evet, ülkemizde çok fazla kişi eğitim de veriyor eğitim de alıyor.

H.T.Ü.: Genelde hangi sıkıntılarla uğraşan kişiler kapınızı çalıyor?

G.S.: Gayret verip sonuç alamayanlar geliyor, ilişki yönetimi sıkıntısı yaşayanlar geliyor, tükenmişlik yaşayanlar, depresyonla başa çıkamayanlar geliyor, kariyer konusunda aynı sorunlarla boğuşanlar geliyor. Artık insanların bakış açısı eskisi gibi değil. Farklı konularla ilgilenmeyi en çok da kendi yolculuklarına çıkmayı çok istiyorlar. Gerçekten eğer bir şeye delice takıntınız varsa bilin ki geçmişten hatta atalarınızdan gelen bir şeyler vardır. ilahi ışık şifa terapistliği sertifikam da var. Kendim için çıktığım yolda şimdi insanlara şifa dağıtmayı çok seviyorum. Ben gerçekten arayışlar içindeyken özellikle güç arayışı cehennemde gibiydim. Reiki ve meditasyon ile şimdi cennette gibiyim. Gördüklerimiz inanın her şeyin çok azı. Önemli olan biraz daha fazlasını görebilmek. Kendini tanımak, içindeki gücü keşfetmek, doğru kabullenişleri yaşayabilmek. Danışanlarımla yaptığımız çalışmaların olumlu sonuçlarını hep aldık. Umarım bundan sonra da öyle olur.

H.T.Ü.: Gülay hanım bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür eder, iyi çalışmalar dileriz.

Yayınlanma Tarihi : 2021-1-28 15:04:55
Okunma Sayısı : 11750
reklam yan