Özkan DİKMEN
EKSİKLERİMİZ ÇOK


EKSİKLERİMİZ ÇOK

 

Tekirdağ bulunduğu konum ve bölge itibariyle oldukça stratejik bir yere sahip. İçinde barındırdığı onlarca işlerle bazıları tarafından kimlik arayışında olduğu söylense de bunların tamamını birlikte yürütebilecek kabiliyete sahip.


Çorlu-Çerkezköy hattında bulunan sanayisi, merkez Süleymanpaşa’da bulunan sahil bandı ve limanlar, tarihi geçmişi itibariyle kültürel dokusu, doğası ve kendine has güzellikleri nedeniyle turizmi, genel itibariyle tarımı, Tekirdağ’ı farklı bir il yapıyor.

Bugüne kadar kentin baronları (kendine göre ileri gelenleri) işlerine nasıl gelmişse işin o tarafından tutmuşlar ve başkasını da yanlarına yaklaştırmamışlar. ‘Ne gerek var’ cı zihniyetle kent halkına kötü bir kasabana yaşamayı hak görmüşler.

Gelişen dünyada Tekirdağ istediği ve arzu ettiği yere bir türlü ulaşamamış. Sırf birkaç kişinin keyfi olsun diye bu gelişimler bir türlü kendini gösterememiş. Geldiğimiz noktada ise baronlar her ne kadar direnseler de artık arzu ettikleri kaotik durum ortadan kalkmaya başlamıştır.

Geldiğimiz noktada ise yine bu baronların ‘şişirmesiyle’ TORSAB diye bir fırsatı kaçırmak üzereyiz. Umarım Danıştay’dan Tekirdağ için yararlı bir karar çıkar. Kent daha önce tarihi evleri ile gündeme gelmiş ancak ‘istenmediği’ için işi İç Anadolu’ya kaptırmışız. Bunun gibi onlarca örnek varken, Tekirdağ’ın gelişimini bu kadar istemeyen zihniyetleri de anlamıyorum. Kent için neredeyse hiç bir şey yapmamış bir grup insan bakıyorum halen siyasette ve ekonomide kentte kanaat önderliği yapma gayreti içindeler. Yapmayın, yemiyoruz!

Eksiklerimiz çok dedik, gerçekten öyle. Herkes yerel yönetimlerin ne yapıp yapmadığı ile ilgileniyor ancak ciddi konularda birçok gündemi de kaçırdığımızı düşünüyoruz. TORSAB konusunda istekli olan ciddi bir kesim var. Bu kesimin seslerini daha çok çıkarması gerektiği inancındayım. Bu konuda benim gibi düşünen birçok arkadaşım da tam destek verecektir. Montaj sanayinin Tekirdağ’a yani Süleymanpaşa’ya hiçbir zararı olmayacağı kanaatini halen taşıyorum.

Kentte ayrıca yıllardır dikkatimi çeken, gizliden gizliye var olan ve zaman zaman bunu açıklamada bir mahsur görmeyen insanların mikro milliyetçiliği olmuştur. Doğru mudur? Tabi ki, doğru değildir. Bu anlamda yapılan tüm yaklaşımlar yanlıştır ve yanlış olmaya devam edecektir. Herkesin birbiri ile yaşamaya alışması gerektiğini söylememize bile gerek yok. Üstelik kentin gelişimine ciddi anlamda katkı koyan onlara göre ‘yabancı’lar varken. Yüze gülüp arkadan kırk fırıldak çeviren sözde ELİT kesime ise hiç değinmiyorum bile.

Ticaret ve Sanayi Odası ile Yerel yönetimlerin bir araya gelerek, Ankara’da ki milletvekillerine baskı unsuru oluşturmak için ciddi bir çalışma içine girmeliler. Ne güzel seçimlerde yaklaşırken, herkes taşın altına elini koyacaktır. Her fırsatta Tekirdağ için çalıştıklarını söyleyenlerinde boyu kaç santim bizde öğrenmiş oluruz.  Tekirdağ istesek de istemesek de büyüyor ve büyümeye devam edecek. Şimdi asıl soru şu… Biz bu gemide yer alacak mıyız? Almayacak mıyız? Bu soruyu doğru cevaplayan ismini yazdırsın….

Yayınlanma Tarihi : 2017-06-08 16:14:38
Okunma Sayısı : 1097
reklam yan

Özkan DİKMEN Diğer Yazıları