
Özkan DİKMEN
ÇOCUKLAR TOP OYNUYORDU
ÇOCUKLAR TOP OYNUYORDU
Çocuklarımızın hep dijital aletlerin esiri olduğunu konuşur dururuz. Hatta bu konuda ciddi ciddi haberler yapılıp uzmanlardan görüş alınır ve çocuklarımızın üzerindeki bu esareti nasıl kaldıracağımız ile ilgili açıklamalar yapılır.
Günümüz teknoloji dönemi olduğundan dolayı, bırakın çocukları bizler bile elimizdeki telefonlarımızdan iki dakika ayrı kalsak büyük bir boşluğun içinde gibi hissederiz kendimizi. Yani sadece çocuklarımızı değil teknoloji bizi de esir almış durumda. Bu konuda uzun uzun satırlar yazmamıza gerek yok. Zaman zaman bu teknolojiden uzak durmamız gerektiği kanaatindeyim. Hatta bu konuda sanırım Bodrum Belediyesi bir etkinlik yapmış ve iki gün boyunca teknolojiden uzak bir kamp düzenlemişti. Buna örnek olarak geçtiğimiz günlerde gazeteci bir arkadaşımızda Süleymanpaşa Belediyesi’nden böyle bir talepte bulunmuştu. Hiç de fena olmaz.
Konumuz aslında çocukların sokaklarda artık istedikleri gibi oynayamıyor olmaları. Bu konuda oldukça sıkıntılı ve çaresizlik içinde olduğumuzu söylemek sanırım yanlış olmaz. Çünkü betonlaşma o kadar aldı başını gidiyor ki, çocukları sokak kalmadı. Yapılan iki üç tane park ve oyun grubu ile çocukları buraya hapsetmekte çok çözüm olmasa gerek.
Çocuklarımıza alabildiğine doğal ve büyük temiz alanlar hazırlamalıyız. Geçtiğimiz gün sahile indiğimde gördüğüm manzara beni son derece mutlu etti. Biliyorsunuz son dönemde belediyelerimizin yaptığı en güzel işlerden birisi de sahip düzenlemesi oldu. Eğer Bakanlıktan alınabilir ise sahilin kalanı da aynı güzellikte olabileceği düşüncesindeyim. Orada büyük bir yeşil alan var. Büyük dediğime bakmayın, mevcutlar içinde büyük olan aslında.
Orada gördüğüm manzara son yollarda geleceğimiz adına gördüğüm en güzel şeydi. 5-6 çocuk büyük bir keyif içinde alabildiğine mutlu top oynuyorlardı. O yeşillik içinde, yata yuvarlana neşe içinde onları gördüm ve ‘demek ki teknoloji olmadan da oluyormuş’ demekten kendimi alamadım. Çocuklar çok mutluydu. Önlerinde bir top, koşturuyorlar, terliyorlar, bağırıyorlar, kahkaha atıyorlar ve o topun peşinde ciddi bir enerji harcıyorlardı. İşte o çocukları gördükten sonra ülkemin geleceğine dair kaygılarım biraz daha azaldı. Parklarda, bahçelerde, sokaklarda avazı çıktığı kadar bağırarak oynayan neşeli çocuklar her zaman gelecek adına umut verir. Zaten çocuklarımızı susturmanın ne kadar sakıncalı olacağını da zaman zaman yazdık çizdik.
Büyükşehir ve Süleymanpaşa Belediyesi’nden belki bugün olmaz ama aday olacak kişilerden öncelikle isteğim, çocuklarımızın alabildiğine koşturabileceği alanları projelerine koymaları. 20 metrekarelik parklardan öte, çocuklarımızı koşturabilmeleri, terleyecekleri alanlar olmalı. İki kaydırakla bu sorunu çözmek çok akıllıca değil. Evet, onlar da gerekli ve yapılmalı. Ama oynamaya sokakları kalmayan çocuklara her mahalleye büyük alanlar hazırlamak da kenti yönetenlerin işi olacaktır.
Mutlu çocuklar mutlu yarınların habercisidir.
Okunma Sayısı : 1282
