Özkan DİKMEN
GÖZ ÖNÜNDE OLMAK


GÖZ ÖNÜNDE OLMAK


Sürekli göz önünde olmak, iki satır yazı yazdıktan sonra birilerini mutsuz etmek veya birilerini mutlu etmek. Yorum yazmak, makale ortaya çıkarmak gerçekten zor iş. Bir defa meslek sakat. Gazetecilik. Kimseyi memnun edemezsin, kimseye yaranamazsın.

Gazeteci, tabir yerindeyse her deliğe giren çıkan, her kesimle ilişki içinde olan ve bunları istihbarata döken kişidir. Son günlerde istihbarat anlayışımız değişti. Birileri çıkıp geliyor ve olanı biteni kendi çerçevesinden size anlatıyor. Gazeteci ise işin doğruluğuna bakmadan kaynağına güvenerek yazıp çiziyor.

Şimdi işin püf noktasına gelelim. Gazeteciye her zaman bir yerlerden bir şeyler gelebilir. Gelmeli de. Geliyor da…

Her gelen ihbarı, istihbaratı ‘doğru’ kabul ederek yazıp çizsek iki yazı da bir özür dilemek zorunda kalacağımız durumlarda olabilirdi. Ancak gazeteci yazdıktan sonra özür çok işe yaramıyor bilmiş olun. Çünkü toplumumuz daha çok olumsuz örneklere inanıyor ve onu kabul ediyor. Sonrasında doğrusunu yazmış olsanız bile hadi geçmiş olsun.

Esasında gazeteci istihbaratını birilerinden gelecek bilgilere bağlamaz. Bağlamamalı. Bir konu üzerinde çalışıyorsa bununla ilgili birçok insanla veya muhatapları ile sohbete gitmeli. Bu sohbetlerde çok bir şey çıkmaz. Ancak gazeteci olan sohbetlerden elde ettiği bilgileri doğru analiz ederse zaten sonuca ulaşması da çok kolay olur.

Şimdi konuya geleyim. Gazetecinin her yazdığı konu birileri tarafından kendisine verilmiş ihbarlardan ibaret değildir. Son günlerde bunu kendi çıkarları için kullanan ve sırf kamuoyunda olumsuz algı yaratmak için farklı kullananlar olsa da gerçek bir gazeteci hiçbir zaman bir ihbarı sütunlarına taşımaz. Gerçek anlamda araştırma yapar ve kendi analizini ortaya çıkarır. Genellikle de bu doğru olur ve esas o zaman mesleğin gerekliliğini yapmış olur. Bu nedenle herkesin her yazdığına çizdiğine inanmayın derim.

Gelelim yazımızın başlığına. Gazeteci genellikle göz önünde olan ve her adımı ciddi takip edilen birisidir. Bu nedenle ne yaptığına ne ettiğine çok dikkat etmelidir. Dedikodudan uzak durmalı, ancak dedikodu olacak diye de birileri ile ilişkilerini kesmemelidir. Özellikle meslektaşları tarafından çok ciddi takip altındadır. Bunu önceden haber atlatmamak için yaparlardı, şimdi kiminle oturmuş kalkmış onun için yapıyorlar.

Burada küçük bir ayrıntı var. Birileri ile fazla samimiysen yandaş, uzak duruyorsan düşman oluyorsun. Ne kadar kutuplaşma olmuş dikkat ediyor musunuz? Son dönemde kişiliğimizden ve işimizden taviz vermediğimiz için tarafıma bu yönde fazla yüklenmeler oluyor. Bunları genellikle gülümseyerek karşılamış olsam da benden de bu konuda bir açıklama beklendiğinin farkındayım. Ancak kime ne açıklama yapacağımı bilemiyorum. Yani muhatapları ‘adam’ değil diyeceğim de ağır mı olur onu bilemedim!...

Siyasi kimliğimiz az çok belli olduğu halde, gazetemizin yayın politikasını mümkün olduğu kadar tarafsız kılmaya ve her görüşe saygı göstererek düzenli bir yayın halinde tutmaya dikkat ediyoruz. Bu konuda ne kadar başarılı olup olmadığımız tabi ki siz okurlarımızın takdiri. Biz bildiğimiz yoldan sizlerin önerilerini de dikkate alarak devam edeceğiz. Doğru yolda olduğumuzu düşünüyoruz. Kimseye yandaşlık yapmadığımız gibi, kimseye de düşman değiliz. Zaman zaman ani çıkışlarımız oluyor. Bu da mesleğimizin gerektirdiği refleks gereğidir. Kimseye özel bir kastımız olmadı olamazda…

Siz siz olur ampulü patlamış lambacıların söylediklerini fazla dikkate almayın. Evet gayretliyiz, çünkü bu gayretimiz iki çocuğumuzun geleceği için gösterdiğimiz çabadan başka bir şey değil. Keşke bizi farklı şeylerle itham edenlerin de evlenip çoluk çocuğa karıştığını görebilseydik. Sahi yaşları gelmiş geçmiş o arkadaşlar neden evlenmemişler ki?…. Hay Allah… Aklıma da neler geliyor… !... 

Yayınlanma Tarihi : 2017-06-23 18:53:27
Okunma Sayısı : 1160
kiremitçiler

Özkan DİKMEN Diğer Yazıları